Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Y. Koç, Türkiye Perakendeciler Federasyonu tarafından düzenlenen Yerel Zincirler Buluşuyor Fuar ve Konferansı YZB 2021’in açılış konuşmasını yaptı. Konuşmasında perakende sektörünün kendisi için özel bir anlam taşıdığını ifade eden Ali Y. Koç, “Kurucumuz rahmetli Vehbi Koç'un bir asır önce mütevazı bir perakendeci olarak müthiş bir yolculuğa çıkmasıyla ve doğrudan insana dokunan ve insanı çok iyi analiz etmeyi gerektiren bu sektörde edindiği vizyon sayesinde bu günlere gelebildik. Hedefini günü kurtarmak olarak belirleyenlerin geleceği olamaz. Yarınlara ilişkin bir hayal kurmanız ve onun için hep beraber topyekûn çabalamanız gerekiyor. Geleceği daha müreffeh, daha istikrarlı, daha mutlu, daha yaşanabilir, potansiyeline fazlasıyla ulaşmış hatta aşmış bir Türkiye tabii ki hepimizin ortak hayali. İçinde bulunduğumuz kısır çekişmelerden hızlıca kurtularak, o bu şu demeden bu güzel ülkenin kıymetini bilerek, kısa, orta, uzun, çok uzun vadede en sağlam şekilde bu ülkenin ve milletin en hak ettiği şekilde var gücümüzle çalışmalıyız. Bu ulus tarihte en zor zamanlarda neler yapabileceğini göstermiştir” dedi.
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Y. Koç, Türkiye Perakendeciler Federasyonu tarafından düzenlenen organize gıda perakende sektörünün en büyük buluşması olan Yerel Zincirler Buluşuyor Fuar ve Konferansı YZB 2021’in açılış konuşmasını yaptı. Perakende sektörünün kendileri için özel bir anlam taşıdığını ifade eden Ali Y. Koç, “Kurucumuz rahmetli Vehbi Koç'un bir asır önce mütevazı bir perakendeci olarak müthiş bir yolculuğa çıkmasıyla ve doğrudan insana dokunan ve insanı çok iyi analiz etmeyi gerektiren bu sektörde edindiği vizyon sayesinde bu günlere gelebildik” dedi.
Ali Y. Koç, konuşmasına şöyle devam etti: “Hedefini günü kurtarmak olarak belirleyenlerin geleceği olamaz. Yarınlara ilişkin bir hayal kurmanız ve onun için hep beraber topyekûn çabalamanız gerekiyor. Montaigne’in meşhur sözünü hatırlayalım: Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgâr yardım edemez. Geleceği daha müreffeh, daha istikrarlı, daha mutlu, daha yaşanabilir, potansiyeline fazlasıyla ulaşmış hatta aşmış bir Türkiye tabii ki hepimizin ortak hayali. İçinde bulunduğumuz kısır çekişmelerden hızlıca kurtularak, o bu şu demeden bu güzel ülkenin kıymetini bilerek, kısa, orta, uzun, çok uzun vadede en sağlam şekilde bu ülkenin ve milletin en hak ettiği şekilde var gücümüzle çalışmalıyız. Bu ulus tarihte en zor zamanlarda neler yapabileceğini göstermiştir.”
Ali Y. Koç: “Türk milletinin yüz yıl önce Mustafa Kemal Atatürk gibi bir dâhinin önderliğinde çıktığı medeniyet yolunun ne kadar kıymetli olduğunu görüyoruz.”
Konuşmasında küresel konjonktürde yaşananlara ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Ali Y. Koç, “Hepimiz Afganistan’daki kadınların, kız çocuklarının başına gelebilecekler için üzülüyoruz. Endişe verici haberler, görüntüler ulaşmaya başladı bile… Bir kez daha Türk milletinin yüz yıl önce Mustafa Kemal Atatürk gibi bir dâhinin önderliğinde çıktığı medeniyet yolunun ne kadar kıymetli olduğunu görüyoruz. Üzerimize düşen, onun gösterdiği istikametten şaşmadan, azimle ilerlemek, bütün değer ve ilkelerine ulusça sahip çıkmaktır” dedi.
Ali Y. Koç: “Sürdürülebilirlik odaklı çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim, şirketler açısından stratejik bir zorunluluk haline geliyor.”
Geleceği şekillendiren önemli bir diğer dinamiğin yeşil dönüşüm olduğunu anlatan Ali Y. Koç, “Yeşil dönüşüm dinamiğini, geleceğimiz açısından çok önemli sürdürülebilirlik olgusundan ayrı değerlendirmek mümkün değil. Sürdürülebilirlik odaklı çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim, şirketler açısından stratejik bir zorunluluk haline geliyor. Sadece hissedarlarının değil, toplumsal tüm paydaşlarının ihtiyaçlarını gözeten, sürdürülebilir değer yaratmaya odaklanan şirketlerin uzun vadede daha başarılı oldukları şimdiden net bir şekilde rakamlarla görülüyor. Buna paydaş kapitalizmi deniyor. Sadece hissedarlarının değil, toplumsal tüm paydaşlarının ihtiyaçlarını gözeten, sürdürülebilir değer yaratmaya odaklanan şirketlerin uzun vadede daha başarılı oldukları görülüyor. İnsanı daha fazla odağa alan yeni çözümlerle, kapitalizmin toplumsal ilerlemeye yardımcı olurken sosyal eşitsizlikler yaratmasının önüne geçilebileceğine inanıyorum” dedi.
Ali Y. Koç: “Sürdürülebilirlik vizyonumuzu ‘Geleceğe. Birlikte’ sloganıyla duyurduk.”
Ali Y. Koç sözlerine şöyle devam etti: “Koç Topluluğu olarak sürdürülebilirlik vizyonumuzu bu nedenle ‘Geleceğe. Birlikte’ sloganıyla duyurduk. Tüm markalarımızın kurumsal varlık sebeplerini kârlılığın ötesinde bir toplumsal amaca dayandırmaları ve bu amaca bilfiil hizmet etmeleri gerektiğine samimiyetle inanıyoruz. Bu duruş, Vehbi Bey’in ‘Ülkem varsa ben de varım’ sözüyle ortaya koyduğu kurucu ilkenin bugüne tercümesidir. Günümüzde bilhassa gençler, satın alma tercihleriyle tüm şirketleri benzeri bir tavrı benimsemeye zorluyor. Yatırımcılar da sürdürülebilirlik metriklerini şimdiden finansman kararlarının odağına almış durumdalar.”
Ali Y. Koç, konuşmasına şöyle devam etti: “Hedefini günü kurtarmak olarak belirleyenlerin geleceği olamaz. Yarınlara ilişkin bir hayal kurmanız ve onun için hep beraber topyekûn çabalamanız gerekiyor. Montaigne’in meşhur sözünü hatırlayalım: Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgâr yardım edemez. Geleceği daha müreffeh, daha istikrarlı, daha mutlu, daha yaşanabilir, potansiyeline fazlasıyla ulaşmış hatta aşmış bir Türkiye tabii ki hepimizin ortak hayali. İçinde bulunduğumuz kısır çekişmelerden hızlıca kurtularak, o bu şu demeden bu güzel ülkenin kıymetini bilerek, kısa, orta, uzun, çok uzun vadede en sağlam şekilde bu ülkenin ve milletin en hak ettiği şekilde var gücümüzle çalışmalıyız. Bu ulus tarihte en zor zamanlarda neler yapabileceğini göstermiştir.”
Ali Y. Koç: “Türk milletinin yüz yıl önce Mustafa Kemal Atatürk gibi bir dâhinin önderliğinde çıktığı medeniyet yolunun ne kadar kıymetli olduğunu görüyoruz.”
Konuşmasında küresel konjonktürde yaşananlara ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Ali Y. Koç, “Hepimiz Afganistan’daki kadınların, kız çocuklarının başına gelebilecekler için üzülüyoruz. Endişe verici haberler, görüntüler ulaşmaya başladı bile… Bir kez daha Türk milletinin yüz yıl önce Mustafa Kemal Atatürk gibi bir dâhinin önderliğinde çıktığı medeniyet yolunun ne kadar kıymetli olduğunu görüyoruz. Üzerimize düşen, onun gösterdiği istikametten şaşmadan, azimle ilerlemek, bütün değer ve ilkelerine ulusça sahip çıkmaktır” dedi.
Ali Y. Koç: “Sürdürülebilirlik odaklı çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim, şirketler açısından stratejik bir zorunluluk haline geliyor.”
Geleceği şekillendiren önemli bir diğer dinamiğin yeşil dönüşüm olduğunu anlatan Ali Y. Koç, “Yeşil dönüşüm dinamiğini, geleceğimiz açısından çok önemli sürdürülebilirlik olgusundan ayrı değerlendirmek mümkün değil. Sürdürülebilirlik odaklı çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim, şirketler açısından stratejik bir zorunluluk haline geliyor. Sadece hissedarlarının değil, toplumsal tüm paydaşlarının ihtiyaçlarını gözeten, sürdürülebilir değer yaratmaya odaklanan şirketlerin uzun vadede daha başarılı oldukları şimdiden net bir şekilde rakamlarla görülüyor. Buna paydaş kapitalizmi deniyor. Sadece hissedarlarının değil, toplumsal tüm paydaşlarının ihtiyaçlarını gözeten, sürdürülebilir değer yaratmaya odaklanan şirketlerin uzun vadede daha başarılı oldukları görülüyor. İnsanı daha fazla odağa alan yeni çözümlerle, kapitalizmin toplumsal ilerlemeye yardımcı olurken sosyal eşitsizlikler yaratmasının önüne geçilebileceğine inanıyorum” dedi.
Ali Y. Koç: “Sürdürülebilirlik vizyonumuzu ‘Geleceğe. Birlikte’ sloganıyla duyurduk.”
Ali Y. Koç sözlerine şöyle devam etti: “Koç Topluluğu olarak sürdürülebilirlik vizyonumuzu bu nedenle ‘Geleceğe. Birlikte’ sloganıyla duyurduk. Tüm markalarımızın kurumsal varlık sebeplerini kârlılığın ötesinde bir toplumsal amaca dayandırmaları ve bu amaca bilfiil hizmet etmeleri gerektiğine samimiyetle inanıyoruz. Bu duruş, Vehbi Bey’in ‘Ülkem varsa ben de varım’ sözüyle ortaya koyduğu kurucu ilkenin bugüne tercümesidir. Günümüzde bilhassa gençler, satın alma tercihleriyle tüm şirketleri benzeri bir tavrı benimsemeye zorluyor. Yatırımcılar da sürdürülebilirlik metriklerini şimdiden finansman kararlarının odağına almış durumdalar.”